Konuya dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İlçe Eşbaşkanı Selahattin Başkan, polis-asker kaydının yapıldığına İlçe Nüfus Müdürlüğü’nde şahit olduğunu aktardı.

‘MİSAFİRHANEYE 600 KAYIT’

AK Parti’nin ilçe belediyesini kazanmak için kente asker-polis kaydını yaptırdığını söyleyen Lider, “Bu yapılan kayıtlar bizim bildiklerimiz. 2019 seçimlerinde yaklaşık bin 500 oy bu halde dışarıdan getirilmişti. Artık de birebirini yapmak istiyorlar. Bugün taşınan 600 bireye ben şahsen kendim şahit oldum” dedi.

Önder, kayıtların “misafirhane” isimli bir adrese yapıldığına işaret ederek, “Kanuna nazaran misafirhanede kayıt yapılamaz. Konukların kalabileceği, ailelerin kaydının yapılamayacağı yerlerdir” diye konuştu.

KAYMAKAM MUHTARLARI TOPLADI

Önder, ilçeye yeni atanan kaymakam ve kayyım Fatih Çevik’in muhtarları topladığını, köylerine hizmet yapılmadığını söyleyen muhtarlara “Köyünüzden oy çıkmamış. Oy çıkmayınca hizmet de yok” çıkıştığını, AK Parti’ye oy vermeyenleri ise “oylarını devlete vermemekle” suçladığını söyledi.

Önder, tüm bu yaşananların mahallî seçimlerle ilişkili olduğuna işaret ederek, “Şimdiden anlaşılıyor ki yapılacak seçimler şaibeli olacak” dedi. Lider, oy kaydırmaya karşı gerekli müracaatları yapacaklarını ve kaymakamın muhtarlara yaklaşımını da kabul etmeyeceklerini vurguladı.

İLÇEDEKİ OY DAĞILIMI

Son 5 yılda yapılan seçimlerine nazaran; ilçenin 16 bin ile 16 bin 500 ortasında değişen seçmeni bulunuyor. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan mahallî seçimlerde Halkların Demokratik Partisi (HDP), 5 bin 765 oy aldı. AK Parti ise, 5 bin 1 oyda kaldı. Ortadaki oy farkı yalnızca 764 oldu.

14 Mayıs 2023’te yapılan genel seçimlerde ise Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 5 bin 560 oy aldı. AKP ise, 4 bin 216 oyda kaldı.

İki seçim göz önünde bulundurulduğunda son yapılan “seçmen taşıma” süreci, kentteki seçim sonuçlarını direkt etkileyebilir. (HABER MERKEZİ)

ALMANYA – Uzun vakittir partisiyle karşıt düşen, 2 yıla yakındır da parti kuracağı söylenen Sol Partili (Die Linke) Sahra Wagenknecht, bir basın toplantısıyla parti kuracağını açıkladı.

Başkent Berlin’deki basın toplantısında, Wagenknecht ile dokuz federal milletvekili Sol Parti’den ayrıldıklarını açıkladı. Bu vekiller ortasında Wagenknecht’e yakınlığıyla bilinen Sevim Dağdelen ile eski federal meclis grubu başkanı Mohamed Ali de var. Partinin ocak ayında kurulacağını bildiren Wagenknecht, birinci evrede Akıl ve Adalet için Sahra Wagenknecht Birliği (Bündnis Sahra Wagenknecht, BSW) isimli dernek kurduklarını duyurdu.

‘GÜÇLÜ İKTİSAT, TOPLUMSAL ADALET, DİPLOMASİ’

Sahra Wagenknecht, medyanın ağır ilgi gösterdiği basın toplantısında, parti kurma münasebetini açıklamaya, “Böyle gitmez, bu türlü giderse 10 yıl içinde ülkemiz yine tanınmayacak bir hale gelir” tespitiyle başladı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’den oluşan ‘trafik ışığı’ koalisyon hükümetini, Almanya tarihinin en berbat hükümeti olarak niteleyen Wagenknecht, sanayi ve orta sınıfın varlığının tehlikede olduğunu ileri sürdü. Federal hükümeti halkın çıkarlarını gözetmeyen bir etraf ve güç siyaseti izlemekle suçlayan Wagenknecht, temel maksatlarının güçlü iktisat, toplumsal adalet, çatışmalarda askeri güç yerine diplomasi olduğunu söyledi.

Basın toplantısında açıklanan partinin kuruluş bildirisinde ise şu görüşlere yer verildi: “Ülke, onlarca yıldır insanların isteklerini gözetmeyen iktidarlar tarafından yönetiliyor. Emek ödüllendirilmedi, emeğin getirileri üst gelir kümelerine, lobicilere dağıtıldı. Beşerler devlete güvenlerini yitirdi, hiçbir parti tarafından temsil edildikleri hissini taşımıyorlar artık.”

‘MİLLETVEKİLLİĞİNDEN İSTİFA ETSİNLER’

Wagenknecht ve dokuz vekilin istifa etmesine Sol Parti idaresinden sert reaksiyon geldi. Federal Meclis Grubu Başkanı Dietmar Bartsch, istifaları ‘kabul edilemez’ ve ‘sorumsuzluk’ olarak niteleyerek parti idaresinin sakin bir baş ile gelişmeleri değerlendireceğini söyledi.

Sol Parti Eş Lideri Martin Schirdewan ise ayrılanlardan milletvekilliğinden istifa etmelerini istedi. Ayrılıklar sebebiyle partinin federal mecliste küme pozisyonunu kaybedeceğini hatırlatan Schirdewan, federal mecliste 100 dolayında çalışanın işsiz kalacağını kaydetti. Ayrılıkları toplumsal sola büyük bir darbe olarak nitelendiren Sol Parti Eş Lideri Schirdewan, büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğunu kelamlarına ekledi.

Partinin eski federal meclis grubu başkanı Gregor Gysi, ayrılanların vekillikten istifa etmemesini ‘ahlaksız bir hırsızlık’ olarak niteledi. Son federal meclis seçiminde Sol Parti yüzde 5 oy sonunu aşamamış, Gregor Gysi, Sören Pellmann ve Gesine Lötsch, seçim etraflarını doğrudan kazandıkları için parti 38 milletvekili ile federal meclise girebilmişti.

SOL PARTİ, FEDERAL MECLİS’TEKİ KÜME POZİSYONUNU KAYBEDEBİLİR

Federal Meclis’te küme kurma alt hududu 38 milletvekili olduğu için 10 milletvekilinin partiden ayrılmasıyla Sol Parti küme pozisyonunu kaybedecek. Bu durumda partinin büyük mali kaybı olacak, komitelerde yer alamayacak, konuşmalarda yükü oldukça azalacak. Ayrılanların vekillikten istifa etmeleri halinde onların yerine yedekler vekil olacak, böylece parti küme pozisyonunu kaybetmeyecek. Ayrılan 10 milletvekili, ocak ayına kadar Sol Parti kümesinde kalacaklarını bildirdiler, bundan sonrası için ise bir açıklama yapmadılar.

SPD: İNSANLARIN FAYDASINA SİYASİ BİR PROJESİNİ GÖRMEDİK

Sahra Wagenknecht’in parti kurmasına SPD’den eleştirel, Yeşiller’den ise temkinli açıklamalar geldi. RTL televizyonuna konuşan SPD Genel Sekreteri Kevin Kühnert, “Sahra Wagenknecht, 30 yıldır tek bayan muhalefet. Ne var ki, şimdiye kadar insanların faydasına olan siyasi bir projesini görmedik. Meclise de çok seyrek geliyor” dedi.

Yeni bir teşebbüse insanların ilgi duyabileceğini belirten Kühnert, daha sonra insanların program görmek isteyeceklerini, münasebetiyle ilginin azalacağını ileri sürdü.

YEŞİLLER: SONU NEREYE VARIR BİLMİYORUZ

Yeşiller Partisi’nin Eş Lideri Omid Nouripour ise Wagenknecht’in parti kurma teşebbüsünü, “Sonu nereye varır bilmiyoruz” kelamlarıyla kıymetlendirdi. Nouripour, Wagenknecht’in televizyonlarda sıkça yer almasına gönderme yaparak, bir partinin muvaffakiyetinde talkshow’ların ölçü olmayacağını, muvaffakiyet için mahallî seviyede çok çalışmak gerektiğini belirtti.

İnsa kamuoyu araştırma kuruluşunun anketinde, iştirakçilerin yüzde 27’si Wagenknecht’in partisine oy verebileceğini bildirmişti.

Partiden yazılı açıklamada “Ülkemizin güvenliğinin iç politik tasalarla tehlikeye atılmasını yanlışsız bulmuyoruz” denildi.

İYİ Parti Milletlerarası Siyasetler Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Gazze’ye diplomatik ve insani her türlü takviyenin verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Lakin askeri takviye gönderme konusunda İYİ Parti, “Türkiye’mizin güvenliğini düşünmeden adım atmanın en akılcı seçenek olmayacağını düşünürüz” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ ÖNCELİKLENDİRİLMELİDİR’

Partiden yapılan açıklamada şu tabirlere yer verildi:

Fakat şayet iktidarın açıklamalarında direkt askerî takviye vermek kastediliyorsa; Türkiye’mizin güvenliğini düşünmeden adım atmanın en akılcı seçenek olmayacağını düşünürüz.

Türkiye Cumhuriyeti, üniter ve laik bir devlettir. Mehmetçik’in hudutlarımız dışında görevlendirilmesi fakat vatanımızın ayrılamaz bütünlüğüne yönelik bir tehdit bulunması hâlinde kelam konusu olabilir.

Birleşmiş Milletler bünyesinde yahut memleketler arası kuruluşlar dâhilinde bir tutum alınacaksa askerî takviye de natürel ki verilebilir. Lakin Türkiye’nin güvenliği ve çıkarları önceliklendirilmelidir.

Türkiye’nin diğer ülkelerin bölgesel yahut global çıkarları için kullanılması ve ülkemizin güvenliğinin iç politik dertlerle tehlikeye atılmasını İYİ Parti olarak yanlışsız bulamayız.” (HABER MERKEZİ)

DEĞİŞİMCİLER: TABLO YÜZDE 45’E YÜZDE 55

Bundan bir ay öncesine nazaran çok daha ileri bir noktada olduklarını söyleyen değişimcilere nazaran yüzde 45’e yüzde 55 lehlerine bir tablo var. Bu tablonun sebebi “CHP tabanının değişim isteğinin delegeler tarafından da görülüyor olması” kelamlarıyla açıklanıyor.

GENEL MERKEZCİLER: KILIÇDAROĞLU EN AZ 800 DELEGENİN OYUNU ALIR

Genel Merkezciler ise yarışı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açık orta kazanacağını ve en az 800-900 delegenin oyunu alacağını söz ediyor.

‘GENEL LİDER AŞİKÂR, PM YARIŞI ÇEKİŞMELİ GEÇER’

Genel Merkeze yakın isimler de değişimciler de kurultayın ikinci günü yapılacak Parti Meclisi seçiminde daha istikrarlı bir dağılım olacağını düşünüyor. ‘Genel Merkezciler’in genel başkanlık yarışındaki iddialı söylemleri Parti Meclisi seçimi kelam konusu olunca yerini daha itidalli açıklamalara bırakıyor. Genel Merkez’e yakın pek çok isim değişim isteyenlerin Parti Meclisi’ne girebileceği tarafında değerlendirmeler yapıyor. Genel başkanlık yarışında Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını söyleyen CHP’li kurmaylar, PM yarışının ise çok çekişmeli geçeceğini söz ediyor.

‘BLOK LİSTE ASLA OLMAZ’

Kurultaya hakikat bir öbür tartışma konusu da PM seçiminde kullanılacak listenin çarşaf mı yoksa blok mu olacağı üzerine. Değiştirilmesi çok güç olan ve daha ‘otoriter’ bir tercih olarak tanımlanan “blok liste” sisteminin uygulanmayacağını söyleyen Genel Merkez yöneticileri, “Kılıçdaroğlu demek çarşaf liste demek, ön seçim demek. Kılıçdaroğlu’nun blok liste uygulaması imkansız. Blok asla olmaz, kesin çarşaf olacak” değerlendirmesini yapıyor.

‘BLOK LİSTE İNTİHAR DEMEK’

CHP’de “blok” lafının bile ağza alınamayacağını belirten bir parti yöneticisine nazaran de bu, genel merkez için “intihar” demek. CHP’deki pek çok yönetici Kılıçdaroğlu’nun daha demokratik bir yol olan çarşaf listeyi tercih edeceğinden emin.

‘ANAHTAR LİSTEDE 52 KİŞİ OLACAK, KOTALAR UYGULANACAK’

Çarşaf liste yönteminde bütün delegeler Parti Meclisi’ne aday olabiliyor ve en yüksek oyu alan 60 kişi seçiliyor. Genel lider adayları, birlikte çalışmak istedikleri Parti Meclisi üyelerinin yazılı olduğu “anahtar liste”ler hazırlayarak delegelerden bu listelerdeki isimlere oy vermesini istiyor.

‘Genel Merkezci’ler yakın isimler Kılıçdaroğlu’nun Yüksek Disiplin Kurulu ve Bilim İdare ve Kültür Platformu hariç 52 kişilik, bayan ve gençlik kotasına uygun bir anahtar liste hazırlayarak firesiz bir biçimde kendi listesinin seçilmesini sağlayacağını söylüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm kotalara ve PM üye sayısına uygun net bir listeyle delegenin karşısına çıkacağını ve bu listenin büyük oranda kabul göreceğini söyleyen kurmaylar, anahtar listeyi en fazla 1-2 kişinin delebileceğini tabir ediyor. Lakin geçmiş kurultaylarda bunun çok üzerinde aday listeyi delerek Parti Meclisi üyesi olmuştu.

KILIÇDAROĞLU ORTAKLAŞMA İSTİYOR

Kılıdaroğlu’nun partinin büyük bir ayrışma manzarası vermesini istemediğini anlatan parti yöneticileri, kurultay günü de bir sorun yaşanmayacağını söylüyor. Coşkulu, heyecanı yüksek bir kurultay için hazırlıkların sürdüğünü anlatan yöneticiler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayın sloganı, teması hakkında ve divan başkanı ile üyelerinin kim olacağı üzere bahislerde değişimcilerle ortaklaşılmasını istediğini söylüyor. Bu kapsamda önerilen bir divan liderinin değişimciler tarafından kabul edilmediği, bunun üzerine öbür adaylar üzerinde görüşmelerin sürdüğü biliniyor.

AF GÜNDEMİ: TANJU ÖZCAN NEDEN DÖNMESİN?

Parti Meclisi toplantısında “Kadına karşı ve yüz kızartıcı cürümler hariç olmak üzere bağışlanma isteklerinin kabul edilmesi konusunda prensip kararı alınmasının” gündeme alınması da CHP’de tartışılan konulardan. Parti Meclisi’nin bu mevzuyu karara bağlayıp bağlamayacağı netleşmese de bu kararın ihraç edilen Tanju Özcan’la ilgili olduğu yorumları yapıldı. Bir parti yöneticisi, “Henüz karar alınmadı, müracaat da yok lakin karar alınırsa Tanju Özcan neden dönmesin” dedi.

‘SİYASET DİPLOMASİ VE MÜZAKEREDİR, GEREKİRSE DÜZGÜN PARTİ’NİN KAPISINI ÇALARIZ’

İYİ Parti’nin lokal seçimlerde kendi adaylarını çıkarma kararı da CHP kulislerinde konuşulan hususlardan. Mahallî seçimlerde tabanda ittifakın sağlanacağına inandıklarını belirten bir parti yöneticisi, mahallî seçimlerin kazanılmasının Türkiye için değerine dikkat çekti. “Siyaset diplomasi ve müzakere demektir” diyen parti yöneticileri, şu anda bu türlü bir gündemleri olmasa da mahallî seçimler yaklaşırken kapıları asla kapatmayacaklarını, gerekirse İYİ Parti dahil tüm kapıları çalacaklarını da söz ediyor.

Saadet Partisi İstanbul Vilayet Lideri Ömer Faruk Yazıcı, “miting yapma basamağının geçildiğini, mührü elinde bulunduranların artık aksiyon alması gerektiğini” tabir etti.

X’ten (Twitter) paylaşım yapan Yazıcı, şunları söyledi: “Ak Parti İstanbul Vilayet Teşkilatı, Gazze’deki siyonist İsrail zulmünü telin için bu hafta sonu bir miting yapacakmış. Yapsınlar alışılmış, itiraz etmeyiz… Lakin, hakikati söylemek bizim vazifemizdir.

Ak Parti İstanbul Vilayet Teşkilatı’nın bedelli mensupları, arkadaşlar!

Mitingler yaptık, yapıldı. O basamak aşıldı. Ortada bir hatırlatma muhtaçlığını hissediyoruz; siz iktidardasınız, mühür karar vericilerinizin elinde. Değilmiş üzere yapmayı, milleti oyalamayı bırakın!

Sizden miting değil, aksiyon bekliyoruz. On yıllardır, çoluk çocuk siyonist şeytanların insafına bırakılmış Gazzeli mustazafların acılarını durdurmak için elinizden ne geliyorsa yapın.

Bu yolda atılacak her adıma takviye veririz. Haydi, elinizdeki mührün hakkını verin!”

Öztrak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Gazze’deki hücumlarla ilgili “24 saat içinde ateşkes sağlanmazsa Türkiye, hızla devreye girmelidir” kelamlarıyla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:

“Bir yandan yabancı askeri, Türkiye’ye davet eden tezkereye imza atacaksın, öteki yandan Türk askerini Gazze’ye göndermekten bahsedeceksin. Akabinde da ‘Parti kaynaklarına dayanarak’ diyerek düzeltme demeçleri vereceksin, garantörlük diye top çevireceksin. O denli görünüyor ki bir hevesle, savaş çığlıklarıyla ortaya atılanlar, uyarılmaları üzerine bu işten çark etmeye başladılar. Söylenen bu sözleri ciddiye almak mümkün değil bu durumda.”

‘GENEL LİDERİMİZ ÇEŞİTLİ GÖRÜŞLERDEN KANAAT LİDERLERİYLE BİR ORTAYA GELİYOR’

Öztrak, bir öteki soru üzerine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İstanbul’da altılı masanın örgüt yöneticileriyle bir ortaya geldiği, sandıkta ve tabanda ittifak kurmak için davet yaptığı” istikametindeki haberin gerçeği yansıtmadığını belirterek “Genel Liderimiz seçim öncesinde de yaptığı üzere İstanbul’da çeşitli görüşlerden kanaat liderleriyle bir ortaya geliyor” dedi.

‘PARTİ MECLİSİMİZDE DİSİPLİN CEZALARI KONUSUNDA BİR PRENSİP KARARI ALINMASI GÖRÜŞÜLECEK’

Öztrak, “Kurultay öncesi yapılacak son Parti Meclisi toplantısında, partiden ihraç edilenler için 100’üncü yıl affı geleceği argüman edildi. Tanju Özcan, Mehmet Sevigen üzere isimler de konuşuluyor. Bu türlü bir çalışma var mı” sorusuna ise “Parti Meclisimizde 100’üncü yıl münasebetiyle disiplin cezaları konusunda, bağışlanma talepleriyle ilgili olarak bayana karşı işlenen cürümler ve yüz kızartıcı kabahatler hariç, bir prensip kararı alınması görüşülecek. Bu çerçevede bir ferdî çalışma yok. İsim bazında bir kıymetlendirme yapabilmek için bağışlanma taleplerinin gelmesi lazım” cevabını verdi.

‘100’ÜNCÜ YIL ETKİNLİKLERİNİN ERTELENMESİNİ YANLIŞSIZ BULMUYORUZ’

CHP Sözcüsü, “TRT, Filistin’de yaşananları münasebet göstererek Cumhuriyet’in 100’üncü yılı etkinliklerini erteledi. Bugün de Türkiye’nin Doha Büyükelçiliği, 100’üncü Yıl Resepsiyonu’nun ertelendiğini açıkladı. 100’üncü yıl etkinliklerinin ertelenmesini nasıl yorumluyorsunuz” sorusuna ise şu karşılığı verdi: “Doha’daki erteleme, güvenlik gerekçesiyleyse, buna diyecek bir şey yok. Lakin genel olarak bu ertelemeleri, hakikat bulmuyoruz. Emperyalizme karşı verilen, dünyanın en onurlu çabası sonrasında kurulan cumhuriyetimizin 100’üncü yılını, övünçle ve kıvançla, Cumhuriyetimize yakışan bir biçimde kutlamamız, hükümran güçlerin pençesine düşen mazlum milletler ismine verilen değerli bir bildiri da olacaktır.” (HABER MERKEZİ)

AA’nın haberine nazaran Ellemann-Jensen, Danimarka Kraliçesi 2. Margrethe’ye istifa mektubunu sunmasının akabinde yaptığı açıklamada, “Bu, Danimarka siyasetine kesin bir vedadır” dedi.

Liberal Parti içerisinden kendisine dayanağın azalmasına yönelik tenkitleri kabul ettiğini lisana getiren Ellemann-Jensen, partisinin yine ayağa kalkmasının önünde mahzur olarak durmak istemediğini söyledi.

Bu yılın başlarında geçtiği sıhhat denetiminin akabinde 5 aylık “hastalık izni”ne ayrılmış olmasının siyaseti bırakma kararıyla bir alakasının olmadığını vurgulayan Ellemann-Jensen, “Bu kararı alıyorum çünkü Liberal Parti için hakikat olan bu.” açıklamasında bulundu.

Önümüzdeki ay yapılacak parti kongresine kadar parti başkanlığı vazifesini Stephanie Lose’un üstleneceği belirtilirken, Elleman-Jensen’in kabinedeki görevlerini, Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen’in devralacağı açıklandı.

PARTİSİ TARAFINDAN ELEŞTİRİLMİŞTİ

Elleman-Jensen, kabinede zayıf bir manzara çizdiği ve Başbakan Mette Frederiksen ve Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen’in gölgesinde kaldığı gerekçesiyle parti içi tenkitlere maruz kalmıştı.

Danimarka’da 44 yıl sonra birinci kez sağ ve sol partilerin bir ortaya gelmesiyle kurulan “orta yol koalisyon” hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan 50 yaşındaki siyasetçi sırasıyla Savunma, Ekonomi Bakanlığı görevlerini de yürütmüştü.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin 21 Ağustos’ta F-16’ların teslimatını onaylanmasının akabinde gerçekleştirdiği teşekkür ziyaretinden bir gün sonra Ellemann-Jensen Savunma Bakanlığı görevini eski Ekonomi Bakanı Lund Poulsen’e devretmiş ve İktisat Bakanlığı misyonunu üstlenmişti.

Bu ay yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Liberal Parti’ye dayanağın 8.7’ye düştüğünü öne sürüldü. Ellemann-Jensen’in liderliğe geldiği devirde Liberal Parti’ye dayanak yüzde 24.6 olarak ölçülmüştü. (HABER MERKEZİ)

Özel, CHP Şanlıurfa Vilayet Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, genel lider olması halinde yapmayı planladığı vaatlerini lisana getirdi.

Parti olarak 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra büyük hüzün yaşadıklarını ve bu sürecin sonunda partilerinde kopuş olduğunu belirten Özel, teşkilatının her şeye karşın geleceğe umutla baktığını söyledi.

‘CUMARTESİ, PAZAR DÜĞÜNÜ YAPACAĞIZ’

Bu sürecin sonunda partililerde ve CHP’ye oy veren özellikle gençlerde büyük bir duygusal kopuş yaşandığını vurgulayan Özel, şöyle devam etti:

“Terleyen bir genel lider, koşturan bir genel lider, gözünüzün içine bakan, elinizi tutan, sizinle birlikte çalışan bir genel lider… Genç takımlar ile Türkiye’yi ve Cumhuriyet Halk Partisini ayağa kaldıracak bir genel lider vadediyoruz. Bundan sonraki süreçte birlikte olacağız, çok çalışacağız. 6 Kasım gününden itibaren 81 vilayetimizde 973 ilçemizde Cumhuriyet Halk Partisi bir düğün konutunun sonraki günkü mutluluğuna kavuşur. Cumartesi, pazar düğünü yapacağız. Pazartesi günü çok daha büyük bir aile olarak uyanacağız. Heyecan duyarak başarmak üzere uyanacağız. Türkiye’de küskün gençler, moralsiz esnaflar, çaresiz, işsiz kalmış, fakir kalmış, emeği sömürülenler hepsi gözümüzün içine bakıyor.”

Özel, konuşmasının akabinde partisinin delegeleriyle görüştü. (HABER MERKEZİ)

Prof. Dr. Kürşad Güçlü, Başkanlık Divanı toplantısı akabinde basın toplantısı düzenledi.

Gazze’de yaşananlar sonrası ulusal yas hasebiyle ertelenen ÂLÂ Parti’nin 6. kuruluş yıl dönümü aktifliğinin 28 Ekim Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenleneceğini belirten Güçlü, “Bunun bizim için değerli bir yanı var. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün evvel büyük Atatürk, Çankaya Köşkü’nde “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” demişti. Ve artık Cumhuriyetimizin ikinci asrına adım atmaya kısa bir mühlet kaldı. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Ulusal Yükseliş’in coşku ve kararlılığını daima birlikte göstereceğimiz buluşmamıza vatandaşlarımızı davet ediyoruz” dedi.

CUMHURİYET’İN 100. YILI KUTLAMALARI: ‘ONLAR HATIRLAMAK İSTEMİYORLAR’

Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamalarının sönük ve emelinden uzak bir biçimde gerçekleştiğini savunan Şiddetli, Bağlantı Başkanlığı’nın açıkladığı programın kutlamadan çok anma aktifliği olduğuna dikkat çekti. Kutlamaların bir kanun çerçevesinde gerçekleşmesi için hazırladıkları kanun teklifinin AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Güçlü, “Kanun teklifimiz kabul edilseydi kutlamalar ülke sathında 23 Ekim saat 13.00’de başlayacak ve 30 Ekim saat 24.00’te sona erecekti. Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan da buydu. Onlar bilmiyor ya da hatırlamak istemiyorlar lakin Cumhuriyet’in 10. yıl dönümü için 11 Haziran 1933’te 1305 sayılı kutlama kanunu çıkarılmıştı. Onuncu Yıl Marşı da burada doğmuştur” sözünü kullandı.

GAZZE’YE YARDIM: ‘THY İLE GÖRÜŞME HALİNDEYİZ’

İYİ Parti Toplumsal Siyasetler Başkanlığı tarafından Gazze’ye ulaştırmak üzere, Genel Lider Meral Akşener’in himayesinde bir yardım çalışması başlattıklarını açıklayan Kuvvetli, “Dış münasebetler başkanlığımız ve ayrıyeten Balıkesir Milletvekilimiz Turhan Çömez de süreci hızlandırmak üzere görüşmelere başlamıştır. Partimizin Gençlik Kolları ve İstanbul Vilayet Başkanlığı da bu vilayette toplanmak üzere yardımların toplanmasını koordine edecek. Bu kapsamda bir kargo uçağı kiralamak üzere THY ile görüşme halindeyiz. Mısır üzerinden karayolu ile, Refah Kapısı’na ulaşımın imkanları da araştırılmaktadır. Koşulların uygun olması durumunda Gazze’de bir sahra hastanesi kurabilmek için uyum çalışmalarımız sürmektedir. AFAD ile görüştük. Kendilerinin karşılıklarını bekliyoruz” diye ekledi.

AK PARTİ-İYİ PARTİ ANLAŞTI İDDİASI

Eski İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, mahallî seçimlere yönelik GÜZEL Parti’nin AK Parti ile anlaştığına dair savı sorulan Şiddetli, “Bu savların ciddiye alınacak bir yanı yok. Bu türlü bir şey katiyen kelam konusu değil. Bu iddiayı ortaya atanlara şu soruyu sormak isterim: CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Lideri muhakkak mi? Bu bahiste kimi baş karışıklıkları var. Bu mevzuyu daha fazla irdelemelerini tavsiye ediyorum” dedi.

AKŞENER’İN YANSISI ‘GİZLİ’ İFADESİNE

Genel Lider Meral Akşener’in, geçtiğimiz haftaki küme toplantısı sonrası bir gazeteciye verdiği karşılık akabinde birtakım meslek örgütlerinin kınama bildirileri yayımladıkları hatırlatılan Şiddetli, “Bir yanlış anlaşılma olduğu kanaatindeyim. Genel Liderimizin gazetecilik mesleği ile bu misyonu yapan sizler üzere emektarlarla hiçbir sorunu olamaz. Tersine çok daha değer verdiğini yakından bilen biri olarak söylüyorum. Arkadaşımızın “gizli” tabiri ile yönlendirme gayesine karşı gösterilmiş bir reaksiyondu. Lakin son noktada, bu yemek konusunda, Ankara adaylığı ile seslendirilen savlar büsbütün gerçek dışıdır. Son derece nezaket çerçevesinde gerçekleştirilmiş bir yemektir” cevabını verdi.

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da Altılı Masayı oluşturan partilerin vilayet ve ilçe yöneticileriyle bir ortaya geldiğine yönelik haberler hatırlatılan Şiddetli, “Bizim hiçbir yetkilimiz, temsilcimiz bahsedilen toplantıda yer almadı. Rastgele bir davet de tarımıza gönderilmemiştir” dedi. (DUVAR)

Zorlu’nun açıklamasından başlıklar şöyle:

“21 Ekim günü gerçekleştireceğimizi duyurduğumuz 6. kuruluş yıl dönümü programımızı ertelemiş bulunuyoruz. 28 Ekim Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda vatandaşlarımızla bir ortaya geleceğiz. Cumhuriyet Bayramından bir gün evvel Atatürk Çankaya Köşkü’nde ‘Efendiler yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ demişti. Artık Cumhuriyet’in yeni yüz yılına günler kaldı. Bu vesileyle Cumhuriyetiminiz yeni yüzyılında ulusal yükselişin coşku ve kararlılığını daima birlikte göstereceğimiz buluşmamıza tüm vatandaşlarımızı davet etmek istiyoruz.

Cumhuriyet’in 100. yılına yakışır kutlamalar yapılmıyor. Öbür platformları Atatürk dizisini yayınlamadığı için bir platformu Meclis gündemine taşıyanlar, ‘Biz ne yaptık’ diye soramıyorlar.

Üstelik Cumhuriyet’in 100. yılı ana tema olması gerekirken bir de ‘Türkiye Yüzyılı’ ibaresi iliştiriliyor. Geçen 100 yıl öteki bir 100 yıl mıydı?

GAZZE’YE YARDIM KAMPANYASI

Genel Liderimiz himayesinde bir yardım kampanyası başlamıştır. Gençlik Kollarımız yardımları koordine edecek bir çalışma kümesi oluşturdu. Bir kargo uçağı kiralamak için THY ile görüşme halindeyiz. Mısır üzerinden Refah Hudut Kapısı’na nasıl ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.

Gazze’de bir sahra hastanesi kurabilmek için AFAD ile görüşme halindeyiz, karşılıklarını bekliyoruz.

Açıklamanın akabinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kuvvetli, “İYİ Parti AK Parti ile anlaştı” argümanlarına “Böyle bir şey mutlaka kelam konusu değil” cevabını verdi.

‘BİZ DE BASINDAN ÖĞRENDİK’

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da 6’lı masayı oluşturan partilerin örgüt yöneticileri ile bir ortaya geldiği tezlerine ait soruya da cevap veren Şiddetli, “Biz de bu türlü bir toplantıya katılmış olduğumuz basından öğrendik. Hiçbir yetkilimiz bu türlü bir toplantıda yer almadığı üzere tarafımıza da bu türlü bir davet gönderilmemiştir” dedi.

TRT’YE REAKSİYON: KUTLAMA DANSLA OLMAK ZORUNDA DEĞİL

TRT’nin 100. yıl kutlama programlarını iptal etmesi hakkında ise Şiddetli, “Cumhuriyet bizim ortak kıymetimiz. Bu türlü bir mevzuyu siyasallaştırma teşebbüslerini geri itiyoruz. Cumhuriyetin hak ettiği üzere kutlanması için elimizden geleni yapacağız. TRT bir sinema hazırlayabilirdi. Kutlama yalnızca dansla, müzikle olmak zorunda değil” dedi. (HABER MERKEZİ)