İsrail’e Filistin’deki ataklarını durdurması için 24 saat müddet veren Bahçeli, 3 gün sonra yeni bir açıklama yaptı. Kendisini eleştirenlere cevap veren Bahçeli, “Bizde geri adım yoktur. 24 saati Amerika’nın saatiyle özdeşleştirip, ‘Nerede 24 saat’ diye soran Amerikan uşakları, Biden saat kaçta dinlenme ofisine gitti” dedi.

Bahçeli, kendisine “Önden siz buyrun” biçimindeki tenkitlere ise şu cevabı verdi: “Gazze’yi müdafaa ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır. Devletim istesin, milletim takviye versin, koşullar da o denli gerektirsin Gazze’deki çocuklara kol kanat germek için yola revan olmasam namerdim.”

‘ATATÜRK YAŞASAYDI CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’NİN MÜDAFAACISI OLURDU’

Bahçeli’nin açıklamasından öne çıkan başlılar şöyle:

“Hükümet millet, millet hükümettir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, Aziz Atatürk’ün tarihi değerlendirmesi pekişmekle kalmamış, asıl mana ve muhtevasını bulmuştur. Şayet Atatürk bugün yaşamış olsaydı, devletimizin geçirdiği badireleri dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yılmaz ve yıkılmaz bir müdafaacısı olurdu.

Nasıl ki Cumhuriyet’ten dönüş yoksa cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden de dönüş olmayacaktır.

Milli Çaba kahramanlarının, askeri, siyasi ve diplomatik uğraşlarının merkezinde Misak-ı Milli’nin vakitler üstü kararları vardır. Bilinmelidir ki Misak-ı Ulusal, ihlal edilemez bir egemenlik beyanıdır ve vakit aşımına tabi değildir.

Vatanımızı korumak, devletimizi müdafaa etmek, Anadolu topraklarına saplanıp kalarak yapılamaz. Bu türlü olursa kademe kademe vatanımızı kaybederiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ülkemize yönelmiş tehditleri kaynağında bertaraf etmek için gayret içindedir ve yalnız değildir.

‘ANKARA İNANÇTA DEĞİLDİR’

Kudüs, Gazze, Halep, Kerkük inançta değilse, soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz inançta değilse, Ankara’nın güvenliğinden hiç bir akıl ve vicdan sahibi bahsedemeyecektir.

Bugün Gazze’de yaşanan felaketler bir insanlık hatasıdır. Kadim devlet aklımız ve irademizle devrede olmazsak siyasi ve diplomatik temaslarımızı, askeri caydırıcıkla desteklemezsek, günü geldiğinde Gazze’deki dramların benzerine Allah koruma lakin Anadolu’da da mahkum olmamız kaçınılmazdır.

Bu niyetimin muhatapları zeka özürlü işbirlikçiler değildir. İşgal cephesinde birleşen ciğeri beş para etmez soysuzlar hiç değildir. 21 Ekim 2023 akşamı toplumsal medyadan yaptığım açıklamalar, milletine, devletine, insanlık onuruna ve gelecek kuşaklara duymuş olduğum sorumluluğun tarifidir. O günden bu yana takviye iletileri kadar haksız tenkitler de tarafımca takip edilmiştir.

‘BU VATANIN ÇOCUKLARINI ATEŞE ATMAK İSTİYORMUŞUZ…’

Bu vatanın çocuklarını ateşe atmak istiyormuşuz, Gazze’yi ecdat mirası olarak göremezmişiz, İsrail-Filistin çatışması bizim de sıkıntımız değilmiş… Bu tabir sahiplerinin hepsi birden vicdanen ve kalben yanmış ve küle dönmüş bir avuç çapulcudur. Gazze’deki toplu katliamı, soykırıma varan İsrail şiddetini idrak etmek için Filistinli olmaya gerek yoktur, birilerinin argüman ettiği üzere Arap olmaya da gerek yoktur, hatta müslüman olmaya da gerek yoktur. Yalnızca insan olmak, insani pahaları savunmak kafidir.

Biz çok şükür namussuz değiliz. Tarafız. Haklının, temizin, insan onurunun, tarih ve inanç kontağımız olan kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, insanlık nam ve hesabına barış ve tahlil iklimini yeşertmek, garantörlük düzeneğini kurmak ismine her türlü müdahale ve çabaya hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur. 24 saati Amerika’nın saatiyle özdeşleştirip, ‘Nerede 24 saat’ diye soran Amerikan uşakları, Biden saat kaçta dinlenme ofisine gitti?

‘GAZZE’Yİ MUHAFAZA MİSYONU TÜRK MİLLETİNİNDİR’

BM Genel Sekreteri Refah Hudut Kapısı’nda uzunluk göstermekten diğer bir şey yapamamıştır. Gazze için Kahire Barış Zirvesi’nden sonuç çıkmamıştır. O halde Gazze’yi müdafaa ve kollama misyonu Türk milletinin üzerindedir. Ya kalıcı barış ortamı sağlanarak iki devletli tahlil için masaya otururlar ya da Türkiye Cumhuriyeti her ihtimali dikkate alarak reaksiyonunu en üst seviyede en seri ve sert formda gösterir. (HABER MERKEZİ)

UNRWA: 35 MESLEKTAŞIMIZ ÖLDÜ

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail hücumları altındaki Gazze’de 7 Ekim’den bu yana “35 meslektaşlarının” öldüğünü duyurdu. UNRWA, X toplumsal medya platformundan yaptığı açıklamada, bahse ait bilgi verdi.

AA’nın aktardığına nazaran, İsrail atakları altındaki Gazze’de son olarak “6 meslektaşlarının” daha hayatını kaybettiği bilgisi verilen açıklamada, 7 Ekim’den bu yana düzenlenen taarruzlarda ömrünü yitirenlerin sayısının 35’e yükseldiği bildirildi. Açıklamada ayrıyeten ölenler ortasında UNRWA’ya bağlı çok sayıda öğretmenin de olduğu belirtildi.

İsrail atakları sonucu Gazze Şeridi’nde yerinden edilen yaklaşık 600 bin kişinin UNRWA’ya ilişkin 150 tesise sığındığı söz edilen açıklamada, bunlardan 40’ının İsrail taarruzları nedeniyle hasar gördüğü kaydedildi.

‘DAHA FAZLA YARDIM YAPILMALI’

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de, İsrail’in ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne daha fazla yardım yapılması davetinde bulundu. Pazartesi günü Cenevre’de yapılan yazılı açıklamada Griffiths, “Gazze’deki milyonlarca insanın çok daha fazla yardıma muhtaçlığı var” diye vurguladı. (DIŞ HABERLER)

Gazze’deki Sıhhat Bakanlığının Telegram hesabında, kısa açıklama yapan Bakanlık Sözcüsü Eşref el-Kudra, “Gazze’deki hastanelerde, tüm jeneratörlerin durması için önümüzde 48 saatten daha az bir mühlet kaldı” dedi.

Kentteki sıhhat sisteminin tarihinin en berbat etabında olduğunu belirten Kudra, Gazze’ye yardım ulaştırma sisteminin epeyce yavaş işlediğini ve bunun durumu değiştirmeyeceğini söyledi.

Öte yandan, bölgedeki sıhhat kaynaklarından alınan bilgiye nazaran, yakıt tükendiği için Endonezya hastanesinde elektrikler kesildi. Elektrik olmaması nedeniyle hastaların vefat tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi.

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, Gazze’ye yakıt girişi olmazsa büyük bir felaket yaşanacağını söyledi.

HAMAS’TAN YAKIT TEDARİKİ ÇAĞRISI

Hamas Hareketi ise, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Endonezya Hastanesinde yakıtın bitmesi sonucu elektriklerin kesilmesinin bir insanlık cürmü olduğunu duyurdu.

Quds Press haber ajansının haberine nazaran Hamas Hareketi, yazılı açıklamasında, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik süren atakları nedeniyle yaşanan elektrik kesintisini, “işgalin saldırganlığına ve soykırımına sessiz kalan ve katılan ülkelerin alnında bir utanç lekesi” olarak nitelendirdi.

Endonezya Hastanesinde yakıtın bitmesi sebebiyle elektrik kesintisini bir insanlık hatası olarak kıymetlendiren Hamas, Arap ülkelerine, İslam dünyasına ve Birleşmiş Milletler’e, yakıt tedariki için davette bulundu.

Yakıt tedarikinde rastgele bir ihmal konusunda ihtarda bulunan Hamas, bu durumun hastanelerdeki hasta ve yaralıların vefatına sebebiyet vereceğine dikkat çekti.

Bölgedeki sıhhat kaynaklarından alınan bilgiye nazaran, yakıt tükendiği için Endonezya hastanesinde elektrikler kesildi. Elektrik olmaması nedeniyle hastaların mevt tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı söz edildi. (HABER MERKEZİ)

Gazze’deki Sıhhat Bakanlığının Telegram hesabında, kısa açıklama yapan Bakanlık Sözcüsü Eşref el-Kudra, “Gazze’deki hastanelerde, tüm jeneratörlerin durması için önümüzde 48 saatten daha az bir mühlet kaldı” dedi.

Kentteki sıhhat sisteminin tarihinin en makûs etabında olduğunu belirten Kudra, Gazze’ye yardım ulaştırma düzeneğinin hayli yavaş işlediğini ve bunun durumu değiştirmeyeceğini söyledi.

Öte yandan, bölgedeki sıhhat kaynaklarından alınan bilgiye nazaran, yakıt tükendiği için Endonezya hastanesinde elektrikler kesildi. Elektrik olmaması nedeniyle hastaların vefat tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi.

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, Gazze’ye yakıt girişi olmazsa büyük bir felaket yaşanacağını söyledi.

HAMAS’TAN YAKIT TEDARİKİ ÇAĞRISI

Hamas Hareketi ise, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Endonezya Hastanesinde yakıtın bitmesi sonucu elektriklerin kesilmesinin bir insanlık hatası olduğunu duyurdu.

Quds Press haber ajansının haberine nazaran Hamas Hareketi, yazılı açıklamasında, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik süren hücumları nedeniyle yaşanan elektrik kesintisini, “işgalin saldırganlığına ve soykırımına sessiz kalan ve katılan ülkelerin alnında bir utanç lekesi” olarak nitelendirdi.

Endonezya Hastanesinde yakıtın bitmesi sebebiyle elektrik kesintisini bir insanlık cürmü olarak pahalandıran Hamas, Arap ülkelerine, İslam dünyasına ve Birleşmiş Milletler’e, yakıt tedariki için davette bulundu.

Yakıt tedarikinde rastgele bir ihmal konusunda ihtarda bulunan Hamas, bu durumun hastanelerdeki hasta ve yaralıların vefatına sebebiyet vereceğine dikkat çekti.

Bölgedeki sıhhat kaynaklarından alınan bilgiye nazaran, yakıt tükendiği için Endonezya hastanesinde elektrikler kesildi. Elektrik olmaması nedeniyle hastaların vefat tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı söz edildi. (HABER MERKEZİ)

AA’nın aktardığına nazaran, Sıhhat Bakanlığı, İsrail’in hücumlarında 7 Ekim’den bu yana 5 bin 87 kişinin hayatını kaybettiğini, bu bireylerin 2 bin 55’inin çocuk, 1119’unun bayan olduğunu bildirdi. 17 günde 15 bin 273 kişinin de yaralandığı açıklandı. Son 24 saatte gerçekleştirilen İsrail hücumları hakkında da açıklamada bulunan bakanlık, bir günde 436 Filistinlinin öldürüldüğünü, bu bireylerin 182’sinin çocuk olduğunu bildirdi.

HAYATINI KAYBEDEN GAZETECİ SAYISI 23’E YÜKSELDİ

İsrail ordusunun, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana düzenlediği hücumlarda hayatını kaybeden gazeteci sayısının da 23’e yükseldiği bildirildi.

Bölgedeki gazetecilere ait olarak Gazetecileri Muhafaza Komitesi (CPJ) tarafından yapılan açıklamada, hayatını kaybeden gazetecilerinin 19’unun Filistinli, 3’ünün İsrailli ve 1 gazetecinin de Lübnanlı olduğu, hücumların başladığı günden bu yana sekiz gazetecinin yaralandığı, üçünden de haber alınamadığı bilgisi paylaşıldı.

CPJ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Sherif Mansour, bahse ait açıklamasında, ‘Gazetecilerin kriz vakitlerinde kıymetli işler ortaya koyan siviller olduğunu ve savaşan taraflarca amaç alınmaması gerektiğini’ bildirdi. Mansour, tüm dünyadan gazetecilerin ‘yürek dağlayan’ çatışmayı haberleştirmek için büyük fedakarlıklarda bulunduğunu ve gazetecilerin güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

7 EKİM’DEN BU YANA 32 CAMİ YIKILDI

İsrail güçlerinin, Gazze Şeridi’ndeki En-Nur el-Muhammedi Mescidi’ne düzenlediği akın sonrası savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana yıkılan cami sayısı 32’ye yükseldi.

Gazze’deki Filistin İçişleri Bakanlığı’ndan ataklara ait yapılan yazılı açıklamada, İsrail uçaklarının Gazze’nin kuzeyindeki Pir Rıdvan Mahallesi’nde bulunan En-Nur el-Muhammedi Mescidi’ne atak düzenlediği belirtildi.

Saldırı sonucu yaralananlar olduğu tabir edilen açıklamada, birebir mahallede bir konuta düzenlenen akında da meyyit ve yaralıların olduğu kaydedildi. Bakanlık, dün yaptığı açıklamada, İsrail taarruzları sonucu Gazze Şeridi’nde yıkılan cami sayısının 31’e yükseldiğini duyurmuştu. (DIŞ HABERLER)

AA’nın haberine nazaran, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yakıt girişi olduğuna ait haberlerin yalanlandığı yazılı açıklamada, çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne rastgele bir yakıt girişi olmadığı belirtildi. Refah Hudut Kapısı’ndan son iki günde giren insani yardım tırlarında hiç yakıt bulunmadığı vurgulanan açıklamada, Gazze’deki sıhhat sisteminin sürdürülebilirliği için acil yakıta muhtaçlık duyulduğu kaydedildi.

‘REFAH HUDUT KAPISI KALICI OLARAK AÇILMALI’

Hükümet bir öbür açıklamasında, “Gazze Şeridi’ndeki felaket niteliğinde olan insani durumu düzeltmek için Refah Hudut Kapısı’nın kalıcı olarak açılması çok acil gereksinim haline geldi” dedi. Açıklamada, Gazze Şeridi’nde felaket niteliğindeki insani durumu bir nebze de olsa düzeltmek için başta yakıt olmak üzere insani yardımların, tıbbi materyallerin ve besin hususlarının kente daima giriş yapmasına müsaade verilmesi gerektiği aktarıldı.

YAKIT KRİZİ NEDENİYLE SIHHAT SİSTEMİ ÇÖKMEK ÜZERE

Gazze’deki Sıhhat Bakanlığı 22 Ekim Pazar günü, akaryakıt istasyonu sahiplerini ve elinde az ölçü da olsa yakıt bulunanları, hastanelere bağış yapmaya çağırmıştı. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) dün yapılan açıklamada da kuruluşun Gazze Şeridi’nde 3 günlük yakıtının kaldığı, yakıt olmadan hastane ve fırınların çalışamayacağı, insani yardım yapılamayacağı duyurulmuştu.

REUTERS: 3’ÜNCÜ KONVOY REFAH HUDUT KAPISI’NDAN GİRDİ

Öte yandan, İsrail-Filistin çatışmalarının 17’nci gününde, abluka altındaki Gazze’ye gitmek üzere yola çıkan üçüncü yardım konvoyunun Mısır’daki Refah Hudut Kapısı’ndan geçtiği bildirildi. Reuters haber ajansına konuşan bir yardım çalışanı ve iki güvenlik kaynağı, insani yardım taşıyan tırlardan oluşan üçüncü konvoyun Gazze’ye gitmek üzere hududun Mısır tarafından Refah Hudut Kapısı’na girdiği bilgisini paylaştı.

İKİ GÜNDE 34 TIR HUDUTTAN GEÇTİ

İsrail, 7 Ekim’de başlayan çatışmaların akabinde Gazze için ‘topyekûn abluka’ kararı almış, Mısır ve Gazze ortasındaki Refah Hudut Kapısı, 21 Ekim Cumartesi sabahı süreksiz olarak açılmıştı. Cumartesi günü insani yardım taşıyan 20 tır Gazze’ye giriş yaparken, bir gün sonra 14 tırın daha geçişine müsaade verilmişti. Reuters’a konuşan kaynaklar, bugünkü konvoydaki tır sayısının bir evvelki günlere benzeri olduğunu bildirdi.

İKİ ASKERİ UÇAK MISIR’A HAREKET ETTİ

Türkiye’nin Gazze’ye yardımları kapsamında, Etimesgut Askeri Havaalanı’ndan Gazze’ye ilaç ve tıbbi materyal taşıyan birinci uçak da bu sabah saat 09.00’da havalandı. Yardımlar kapsamında ikinci uçak saat 12.00’de Mısır’ın El-Ariş Havalimanı’na hareket ederken, gün içerisinde iki uçağın daha Mısır’a gideceği bildirildi.

Öte yandan, dün Gazze’ye ilaç ve tıbbi materyal taşıyan, içerisinde 20 uzman sıhhat çalışanın da bulunduğu Cumhurbaşkanlığı uçağı Esenboğa Havalimanı’ndan Mısır’a hareket etmişti. (DIŞ HABERLER)

AA’nın haberine nazaran, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yakıt girişi olduğuna ait haberlerin yalanlandığı yazılı açıklamada, çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne rastgele bir yakıt girişi olmadığı belirtildi. Refah Hudut Kapısı’ndan son iki günde giren insani yardım tırlarında hiç yakıt bulunmadığı vurgulanan açıklamada, Gazze’deki sıhhat sisteminin sürdürülebilirliği için acil yakıta muhtaçlık duyulduğu kaydedildi.

‘REFAH HUDUT KAPISI KALICI OLARAK AÇILMALI’

Hükümet bir başka açıklamasında, “Gazze Şeridi’ndeki felaket niteliğinde olan insani durumu düzeltmek için Refah Hudut Kapısı’nın kalıcı olarak açılması çok acil gereksinim haline geldi” dedi. Açıklamada, Gazze Şeridi’nde felaket niteliğindeki insani durumu bir nebze de olsa düzeltmek için başta yakıt olmak üzere insani yardımların, tıbbi materyallerin ve besin unsurlarının kente daima giriş yapmasına müsaade verilmesi gerektiği aktarıldı.

YAKIT KRİZİ NEDENİYLE SIHHAT SİSTEMİ ÇÖKMEK ÜZERE

Gazze’deki Sıhhat Bakanlığı 22 Ekim Pazar günü, akaryakıt istasyonu sahiplerini ve elinde az ölçü da olsa yakıt bulunanları, hastanelere bağış yapmaya çağırmıştı. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) dün yapılan açıklamada da kuruluşun Gazze Şeridi’nde 3 günlük yakıtının kaldığı, yakıt olmadan hastane ve fırınların çalışamayacağı, insani yardım yapılamayacağı duyurulmuştu.

REUTERS: 3’ÜNCÜ KONVOY REFAH HUDUT KAPISI’NDAN GİRDİ

Öte yandan, İsrail-Filistin çatışmalarının 17’nci gününde, abluka altındaki Gazze’ye gitmek üzere yola çıkan üçüncü yardım konvoyunun Mısır’daki Refah Hudut Kapısı’ndan geçtiği bildirildi. Reuters haber ajansına konuşan bir yardım çalışanı ve iki güvenlik kaynağı, insani yardım taşıyan tırlardan oluşan üçüncü konvoyun Gazze’ye gitmek üzere hududun Mısır tarafından Refah Hudut Kapısı’na girdiği bilgisini paylaştı.

İKİ GÜNDE 34 TIR SONDAN GEÇTİ

İsrail, 7 Ekim’de başlayan çatışmaların akabinde Gazze için ‘topyekûn abluka’ kararı almış, Mısır ve Gazze ortasındaki Refah Hudut Kapısı, 21 Ekim Cumartesi sabahı süreksiz olarak açılmıştı. Cumartesi günü insani yardım taşıyan 20 tır Gazze’ye giriş yaparken, bir gün sonra 14 tırın daha geçişine müsaade verilmişti. Reuters’a konuşan kaynaklar, bugünkü konvoydaki tır sayısının bir evvelki günlere benzeri olduğunu bildirdi.

İKİ ASKERİ UÇAK MISIR’A HAREKET ETTİ

Türkiye’nin Gazze’ye yardımları kapsamında, Etimesgut Askeri Havaalanı’ndan Gazze’ye ilaç ve tıbbi materyal taşıyan birinci uçak da bu sabah saat 09.00’da havalandı. Yardımlar kapsamında ikinci uçak saat 12.00’de Mısır’ın El-Ariş Havalimanı’na hareket ederken, gün içerisinde iki uçağın daha Mısır’a gideceği bildirildi.

Öte yandan, dün Gazze’ye ilaç ve tıbbi materyal taşıyan, içerisinde 20 uzman sıhhat çalışanın da bulunduğu Cumhurbaşkanlığı uçağı Esenboğa Havalimanı’ndan Mısır’a hareket etmişti. (DIŞ HABERLER)

‘ÇARPITILMIŞ BİLGİLER’

“Tıbbi gereçlerin ve elektriğin kesilmesinin inanılmaz derecede derin bir tesiri var” diyen Bunkall’a, “Bunları kesen biz değiliz” cevabını veren Herzog, şöyle devam etti: “Bunlar, çarpıtılmış bilgilerin bir modülü. Gazze’deki elektrik altyapısını çökerten Hamas füzeleriydi. Bizimle hiçbir ilgisi yok. Suyun sadece yüzde 7’sini sağlıyoruz ve insani gereksinimler için yakıt var. İnsani durumu çok yakından takip ediyoruz. Aslında Gazze’nin büyük bir kısmı işliyor.”

‘KİMYASAL SİLAH’ İDDİASI

Öte yandan Herzog, İsrail’in Kibbutz Be’eri bölgesine girerek öldürülen Hamas üyelerinin üzerinde kimyasal silah imaline ait malzemeler bulunduğunu sav etti. Bu gereçleri, Kibbutz Be’eri’deki meyyit Hamas üyelerinin cesetleri üzerinde bulduklarını ileri süren Herzog, “Bu El Kural malzemesi. IŞİD, El Düstur ve Hamas ile karşı karşıyayız. Siyanürle bir tıp profesyonel olmayan kimyasal silahın nasıl üretileceği ve nasıl kullanılacağına dair verilen talimatlara baktığımızda durum bu kadar şok edici” sözlerini kullandı.

İSRAİLLİ BAKAN ‘GAZZE’YE SU VE YAKIT YOK’ DEMİŞTİ

Tel Aviv idaresi, 9 Ekim’de Gazze’ye yönelik ‘topyekûn abluka’ kararını duyurmuştu. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir açıklama yaparak Hamas’ın denetimindeki Gazze Şeridi’ne ‘topyekûn abluka’ uygulayacaklarını, ablukanın Gazze’ye besin ve akaryakıt girişlerine yasak getirilmesini de kapsayacağını lisana getirmişti. Bundan birkaç gün sonra ise İsrail Güç Bakanı Israel Katz, Gazze Şeridi’nde rehin tutulan İsrailliler meskenlerine dönmeden Gazze’ye elektrik, su ve yakıt verilmeyeceğini söyledi.

Katz, X toplumsal medya platformundan yaptığı açıklamada, Gazze’de İsrail’in ağır bombardımanı nedeniyle artan insani yardım davetlerine yanıt vermişti. “Kimse bize ahlak dersi vermesin” diyen İsrailli bakan,”Gazze’ye insani yardım mı’ İsrailli esirler meskenlerine dönene kadar hiçbir elektrik şalteri açılmayacak, hiçbir su musluğu açılmayacak ve hiçbir yakıt kamyonu içeri girmeyecek” demişti. (DIŞ HABERLER)

AA’nın aktardığına nazaran Mısır’ın, Gazze’deki mevcut krizle ilgili milletlerarası bir toplantıya mesken sahipliği yaptığını hatırlatan Abdullahiyan, Kahire’nin çatışmayı durdurma ve Gazze halkına insani yardım gönderme eforlarını takdir ettiğini söz etti. Abdullahiyan, İran Kızılayı’nın Mısır üzerinden Gazze halkına insani yardım göndermeye hazır olduğunu belirtti.

İsrail’in en son maksadının Gazze ve Batı Şeria’da yaşayanları “Mısır’ın Sina bölgesine ve Ürdün’ün bir bölgesine zorla göç ettirmek” olduğunu söz eden Abdullahiyan, “Aslında Tel Aviv, Filistinlilerin tarihi topraklarının dışında bir Filistin devleti kurmaya çalışıyor lakin direniş, Siyonistlerin hayallerinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük mani haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.

‘ARAP ÜLKELERİ ORTASINDA İŞ BİRLİĞİ DEVAM ETMELİ’

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri ise İran’ın insani yardımını memnuniyetle karşıladığını belirterek, Filistin sorunuyla ilgili olarak İran ve Mısır dahil olmak üzere İslam ve Arap ülkeleri ortasında istişare ve uyumun devam etmesi gerektiğini vurguladı. Şukri, “Biz, savaşın kapsamının genişletilmesine karşıyız ve Filistin halkının kendi topraklarında kalması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

“Filistin halkının öldürülmesinin derhal durdurulması gerektiğinin” altını çizen iki bakan, görüşmede, Filistin’e insani yardım gönderilmesinin kıymetini ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin mecburî göç siyasetine da kesin olarak karşı olduklarını vurguladı. (DIŞ HABERLER)

‘İSRAİL’E KARŞI TEK CEPHE’ ÇAĞRISI

AA’nın aktardığına nazaran konuşmasında İsrail akınlarına değinen Iştiyye, “Saldırılarında İsrail’e verilen milletlerarası takviye, daha fazla öldürme ve yıkım için müsaade verilmesi, yeşil ışık yakılması manasına geliyor” dedi. Iştiyye, “Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik İsrail hücumlarının; tehcir ve bölgeye karadan taarruz planlarının durdurulmasının yanı sıra Gazze Şeridi’ne tıbbi ve yardım materyallerinin girişini engellememesi için İsrail’e baskı oluşturulmasında tek cephe olma ve harekete geçme” konusunda, memleketler arası topluma, dost ve kardeş ülkelere davette bulundu.

‘İŞGALİN SONA ERMESİ İÇİN FİLİSTİN DEVLETİ KURULMALI’

“İşgalin sona ermesi, iki devletli tahlilin uygulanması, Filistin devletinin kurulması” için tesirli siyasi bir sürecin ortaya konularak başlatılması gerektiğini vurgulayan Iştiyye, “Gazze Şeridi’ndeki halkımızı tehdit eden büyük bir insani felaketin önüne geçmek için sıhhat ve yardım materyallerinin bölgeye girişi ve hücumların durması önceliklerimiz ortasında birinci sırada yer alıyor” sözlerini kullandı.

‘İKİ DEVLETLİ TAHLİLİ YOK ETME STRATEJİSİ’

Iştiyye, bunun Gazze Şeridi’ne yönelik “altıncı savaş” olduğuna işaret ederek, “İsrail’de Binyamin Netanyahu liderliğindeki çok sağcı hükümet başta olmak üzere birbirini izleyen hükümetlerin, iki devletli tahlil mümkünlüğünü sistematik olarak yok etme stratejisi benimsediğini” kaydetti.

Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi’ni Filistin ulusal projesinden ayırma teşebbüsleriyle “böl ve yönet” siyaseti izlediğini lisana getiren Iştiyye, şöyle devam etti: “Gazze Şeridi’ndeki halkımıza yönelik akınların yanı sıra Batı Şeria’da da işgal güçleri ile Yahudi yerleşimcilerin terörizmiyle karşı karşıyayız. Yahudi yerleşimcileri silah taşımaya teşvik etme ve daha fazla öldürme emeliyle ateş etme kurallarının değiştirilmesi tarafında davetler yapılıyor.”

Öte yandan Filistin Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı yazılı açıklamada, “İsrailli yetkililerin Filistin sıkıntısını kasıtlı olarak görmezden geldiğini ve bu sorunun tahlilinin hızlandırılması tarafında davette bulunan milletlerarası tavırları da hafife aldığı” belirtildi. İsrailli yetkililerin siyasi yahut askeri, “isimleri ne olursa olsun” yıkıcı savaş davullarını çalmaya devam ettiği söz edilen açıklamada, bunun da daha fazla hata işlemek manasına geldiği kaydedildi. (DIŞ HABERLER)