Doğumdan sonra birinci dört hafta içinde ortaya çıkan lohusalık depresyonu, annenin suçluluk, tükenmişlik, yüksek telaş, uyku problemleri yaşamasıyla kendi gösteriyor. Bu periyotta anne bebeğiyle bağ kurmakta zorlandığı için bebeğini ihmal edebiliyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Tuğçe Giray, lohusalık sendromuyla ilgili merak edilenleri anlatıyor.
Hem hamilelik hem de lohusalık devrinde bayanlarda fizyolojik, ruhsal ve sosyolojik bakımdan birçok farklılık görülüyor. Birden fazla anne adayı ya da anne bu farklılıklara rahatlıkla alışabilirken, bazıları ise bu değişimlere ahenk sağlayamıyor. Bebeğin doğması ile anneler için bu durum olumlu tarafta ve tatmin edici bir yaşamsal standart olsa bile, birtakım anneler için duygusal dengeyi sağlayamadıklarında ruhsal olarak sıkıntılara yol açıyor. Bu devrin doğum sonrası depresyon, lohusalık depresyonu ya da peripartum depresyon olarak isimlendirildiğini belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Tuğçe Giray, “Lohusalık depresyonu, doğumdan sonraki birinci dört hafta içerisinde ortaya çıkar. Bu durum doğumun akabinde annenin suçluluk, tükenmişlik, yüksek korku, uyku meseleleri ve somatik belirtiler göstermesi olarak da tanımlanabilir. Bu durumu yaşayan şahıslar kendilerini benlikleri kaybolmuş, bebeğin mesuliyetini alma konusunda kendisini güçsüz ve yetersiz hissetmiş olarak tabir etmektedir” diyor.
Doğum sonrası depresyonda görülen semptomlar doğum yapmayan bayanların geçirdiği depresyondan farksız değil. Lakin bununla birlikte lohusalık depresyonunda olan annede ailesine karşı sevgi hissetmemesi, kendisine ve bebeğine ilgisiz kalması, çaresizlik hissetmesi üzere durumların da gözlemlenebildiğini anlatan Psk. Giray, bu durumun lohusalık devrinin birinci vakitlerinde yüzde 50 ila 70 annede gözlemlenen annelik kahrından ayırt edilmesinin güç olduğuna dikkat çekiyor. Psk. Giray, doğum sonrası depresyon nedeniyle annenin çocuğuyla birinci bağ kurulumunu sağlayamadığı ve ailesine karşı olan duygusal değişimlerin yaşadığı için hem annenin hem de bebeğin negatif tarafta etkilediğinin altını çiziyor.
Hamilelik ve doğum olağan bir evreymiş üzere görünse de aslında anne ve anne adayları için yüksek bir gerilim noktası olabildiğini hatırlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Tuğçe Giray, kelamlarını şöyle sürdürüyor: “Bu periyotta her anne ve anne adayı için hafif olarak yahut ağır bir halde dert yaşanması mümkündür. Ekseriyetle anneler bu değişimlere ayak uydurabilmektedir ancak bir kısmının ise ağır depresyon evresinin getirmiş olduğu his ve durum bozukları ile baş edememesi de görülebilmektedir. Bu üzere durum yaşayan yeni doğum yapmış annelerin geç kalmadan ruhsal takviye almaktan çekinmeyerek bir uzmana başvurması gerekir.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
